22 Şubat 2011 Salı

sıkıntıdan patladım

Az önce sıkıntıdan patladım, odaya dağılan iç organlarımı inceliyorum. Elimdeki kalemle suprarenal bezimi dürttüm. Yazık, hala adrenalin salgılıyacam diye uğraşıyor. Oysa ben çoktan patladım, rahatladım bile.
Gözüm kitaplığımın üzerine saçılmış bir kısım organımdan yağlanma yapmış pofidik karaciğerime takılıyor. Bana bakıp kıs kıs gülüyor ve "ben jack'in karaciğeriyim" diyor, "sktir lan fayt kılap özentisi" diyorum elimdeki kalemi fırlatarak. 
Psikomotor becerilerim yavaşladığı için isabet ettiremiyorum. Kalemin yerde sekişini izliyorum. Yuvarlanarak biraz ilerdeki ayak serçe parmağımın orada duruyor. Kalemin değmesiyle irkilerek konuşmaya başlayan parmağım "Abi evrimsel süreçte yavaş yavaş biz kaybolucaz biliyor musun?" diyerek, yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen bir geyiği harlıyor. "Doğru diyosun kardeş ben de duymuştum öyle bişey." diyor kulak memem. "Daha ona en az beş bin yıl var." diye muhabbete dahil oluyor pankreasım. 
Allahım sen sabır ver diyorum, en azından biraz önce kendi kendime sessizce sıkılıyordum.
İnsana doğru dürüst bir şizofreni bile yaşattırmadılar.
"Haklısın valla!" diyor hipokampusum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder